Yüksek ateş, tansiyon düşüklüğü, nabızda hızlanma, aşırı yorgunluk, bitkinlik, ağrılı kramplar, kalpte ritm bozukluğu, baş ağrısı, kusma-ishal, huzursuzluk, havale, bilinç bulanıklığı olur. Zamanında müdahale edilmezse ölüme neden olabilir.
Amerikan Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sunay Sandıkçı sıcak çarpmalarına karşı şu uyarılarda bulunuyor:
"Özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik hastağı (kalp-damar hastalığı, hipertansiyon, ritm bozukluğu,solunum sistemi hastalığı, böbrek hastalığı, diyabet ve diğer endokrin hastalıklar, karaciğer hastalığı, Alzheimer, Parkinson vs.) olanlar, depresyon ve akıl hastalığı olanlar, alkolikler, yalnız yaşayanlar, muhtelif ilaç (diüretik gibi) tedavisinde olanlar, yatağa bağlı olanlar, hamile kadınlar ve şişmanlar, sıcakta ağır fizik aktivitede bulunanlar risk altındadır.
Risk, bireysel durum, sıcağa maruz kalma düzeyi, sıcak havaya adaptasyon yeteneğine göre değişir.
Güneş çarpmasında alınacak ilk tedbirler
Sıcakta veya güneşte olan birinde ateş, aşırı halsizlik, bayılma veya ciltte aşırı kuruma olduğu fark edilirse hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınmalı, giysileri çıkarılmalı, düz yatırılmalı, bacakları yukarı kaldırılmalı ve ciltten buharlaşma sağlayacak şekilde soğutulmalıdır. Bu nedenle vantilatör önünde cildi ıslatılabilir, soğuk su banyosu yaptırılabilir veya koltuk altı, boyun ve kalçalarına soğuk kompres uygulanabilir. Ancak alkolle soğutulmamalıdır.
Bilinci açıksa bol su ve tuzlu ayran verilmeli. Şuur bulanıklığı, havale geçirme gibi belirtiler varsa vakit geçirmeden hastaneye götürülmelidir. Ayrıca kas krampları serin bir yerde dinlenme ve bol sıvı almaya rağmen bir saatten uzun sürerse yine doktora başvurulmalıdır. Hastanın soğutulması ve yeterli sıvının verilmesi önemlidir. Ateş düşürücülerin faydası yok, hatta verilmesi sakıncalı olabilir.
Sıcaklarda nasıl beslenmeli?
- Sıcak havalarda görünmeyen sıvı kaybı (idrar ve terleme dışı) fazladır. O nedenle kaybedilen su ve tuzu yerine koyacak tarzda bol sıvı almalı, susamayı beklemeden günde en az 2- 2.5 litre sıvı tüketmeye özen gösterilmelidir. Bu durum özellikle susama hissi azalmış yaşlılar için önemlidir. Susamak vücudun su ihtiyacının bir göstergesi değildir; idrar rengi daha güvenilir bir göstergedir. İdrarın koyu sarı renkte olması vücutta su eksikliğini gösterir. Yanınızda su şişesi taşımalı, bol miktarda tuzlu ayran tüketmelisiniz.
- Alkol, fazla kafein almamalı.
- Ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı. Sık aralıklarla ve az az, sebze ve meyveden zengin beslenilmeli. Proteinden zengin gıdalar azaltılmalı.
- Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı. Çabuk bozulma riski olan besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli.
Nasıl giyinmeli?
Açık renkli, pamuk ya da keten gibi kumaştan yapılmış, bol ve rahat giysiler tercih edilmeli. (Sentetik kumaştan giysiler ciltten buharlaşmaya izin vermediğinden hissedilen sıcağı artırır) Dışarı çıkarken geniş kenarlı şapka, şemsiye, uygun güneş gözlüğü kullanılmalı.
Sıcakta yapılmaması gerekenler
Güneşin dik geldiği günün en sıcak saatlerinde (saat 10.00-16.00 arası) zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmamalı. Bu saatlerde denize- havuza girilmemeli, güneşlenilmemeli, dışarıda spor ve yürüyüş yapılmamalı. Bronzlaşmak için güneşin altında saatlerde yatılmamalı. Sabah ve ikindi saatlerde bile güneşten koruyucu krem kullanarak kısa sürelerle güneşlenilmeli.
Sıcaklarda nelere dikkat edilmeli?
Evde: Yaşanılan ortam serin tutulmalı. İdeal oda sıcaklığı gün içinde 32°C’nin altı, gece 24°C’ın altıdır. Bu durum özellikle bebekler, 60 yaşın üstündekiler ve kronik hastalığı olanlar için önemli. Odanızı özellikle dış ortamın daha serin olduğu gece ve sabah erken havalandırın. Gündüz güneşe karşı olan pencere ve kepenkleri kapatın. İlaçlarınızı 25 derecenin altında veya buzdolabında saklayın.
Ofiste: Ofisilerin yeterince havalandırılmasına özen gösterilmeli. Ofis sıcaklığı optimal şekilde klimatize edilmeli.
Arabada: Kapalı ve park edilmiş araç içinde uzun süre kalınmamalı. Araçlar yeterince havalandırılmalı, klimaları optimal ısıyı sağlayacak ve esinti direkt üzerinize gelmeyecek şekilde ayarlamalı. Özellikle bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalı. Çünkü araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselir.
Dışarıda: Açık havada çalışanlar özellikle risk altında. Bu nedenle dışarıdaki işlerinizi ve aktivitelerinizi hava durumuna göre programlayın. Egzersizinizi sabah saatlerinde yapın. Güneşin dik olduğu öğle saatlerinde (saat 11.00 ile 16.00 arası) mümkünse dışarı çıkmayın. Sık sık serin yerlerde mola verin. Bol sıvı almaya özen gösterin. Başınızı, gözlerinizi ve cildinizi güneşten koruyun. Bu nedenle geniş şapka, şemsiye, uygun güneş gözlüğü ve güneş koruyucu krem kullanın.
Hastalar: Hastalığınız var ve ilaç kullanıyorsanız (özellikle idrar söktürücü, beta bloker, antidepresan, antipsikotik, tansiyon ilacı, antihistaminik) mevcut hava şartlarına adaptasyonunuz konusunda bilgilendirme ve ilaç dozlarınızın ayarlanması için doktorunuza başvurun.
İş yerlerinin üzerine düşen sorumluluklar
Sıcak ve nemli ortamda çalışmak sadece rahatsızlık hissi vermez, aynı zamanda ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. O nedenle işveren, çalışanlar üzerindeki sıcak stresini azaltacak tedbirler almalıdır. Bu nedenle iş yerinin sıcaklığı azaltılmalı. Klima veya vantilatörler, izolasyon ve havalandırma yollardan birkaçı. Fakat bazı iş yerlerinde (fırın, hamam, çamaşırhane) bunu sağlamak kolay değil. Sıcaklık 35°C'nin üzerindeyse vantilatör sıcağın etkisini önlemez.
Diğer yandan insanın sıcağa alışma, uyum sağlama yeteneği vardır. Bu durum, normal şartlarda 5-7 gün içinde olur. İlk gün hissedilen rahatsızlık giderek azalır. Kişilere uyum sağlaması için süre tanımalıdır.
Sıcak stresi, kısmen iş sırasında vücutta oluşan ısı miktarına bağlıdır. Oluşan ısı miktarı sürekli ağır işte çalışanda, aralıklı ve hafif işte oluşandan daha fazladır. O nedenle ısı stresini azaltmanın bir yolu da işi kolaylaştırmak ve yeterli molalar vermektir. Çok gerekli olmayan işler ertelenebilir. Ortamın klimatize edilmesi, gerekli istirahat süresini azaltacağından verimliliği artırır. Sıcak iş yerlerinde serin dinlenme alanlarının temini sıcak stresini azaltır. Sık ve kısa molalar en faydalı olanı.
Sıcak ortamda çalışırken terle çok sıvı kaybı olduğundan, bu kaybı karşılayacak içme suyu kaynakları olmalı. İş yerine uygun koruyucu giysi temin edilmeli. Çalışanların sıcak çarpması konusundaki farkındalıkları önemli. O nedenle eğitim gerekli.
Diğer yandan bu konu bir devlet politikası olmalıdır. Kısa - orta - uzun vadeli tedbirler gerekir. Dünya Sağlık Örgütü’nün, iklim değişikliğinin sağlığa etkisinden korunmak için aktif ve uzun süreli bir programı var. Son yıllarda oluşan iklim değişikliğinin sağlığa etkilerine karşı önlem planı, pek çok Avrupa ülkesinde giderek önem kazanan bir konu. Nitekim 2003 yılındaki sıcak hava dalgasında Fransa’da görülen ölümlerden sonra alınan tedbirlerle, 2006 yılındaki sıcak hava dalgasında daha az oranda ölüm oldu. Bu konuda EuroHEAT, Avrupa şehirlerinde sıcağın halk sağlığa etkisini saptayıp, sıcak dalgasına karşı hazırlıklı olmak için sağlık sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik projeler geliştirip iklim değişikliğine adaptasyon startejileri oluşturuyor."
Prof. Dr. Sunay Sandıkçı
İç Hastalıkları Uzmanı