Kanser hastalarının üreme sağlığının korunması konusunda öncelikle sağlık çalışanlarının bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi, kanser tedavisi görecek hastaların tedavi öncesi bilinçlendirilmesi, yönlendirilmesi ve gerekli tıbbi yardımın yapılmasını amaçlayan ÜRSAK, ihtiyaç sahibi olduğunu belgeleyenlere ise dernek tarafından tedavinin karşılanması imkanını sağlayacak.
Kanser hastalarının üreme sağlığının korunması neden önemli?
Dünyada ve Türkiye’de kanser olguları hızla artıyor. Kanser görülme yaşı da hızla düştüğü için bu hastalık, üreme dönemindeki birçok insanı etkiler hale geldi. “Kanser, doğası gereği tedavisi ertelenemez bir önceliğe sahiptir” diyen Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, bu amaçla yapılan kemoterapi ve radyoterapi gibi ağır tedavilerin üreme ile ilgili hücre ve sistemleri olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Kanser tedavileri kalıcı olarak kısırlığa neden olsa bile üreme sağlığını koruma seçeneklerinin kanser sonrasında çocuk sahibi olabilmek için büyük umutlar sağladığını söyleyen Prof. Dr. Bahçeci, “Kanser hastaları, doğurganlıklarını korumak için çok kısa bir zaman dilimine sahiptir ve hastalar için bu zaman çok önemlidir. Örneğin çoğu hasta ameliyat ile tedavi arasında sadece 2 ila 6 haftalık boşluğa sahiptir. Bu boşluk üreme sağlığını korumak için uygundur” dedi.
Kanser hastası nasıl çocuk sahibi oluyor?
Kanser teşhisi konulan ve üreme çağında olan hastaların, embriyo dondurma yöntemiyle çocuk sahibi olması sağlanabiliyor. ÜRSAK kurucu üyelerinden, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ümit Göktolga, kanser hastalığına yakalanan kişilere uygulanan embriyo dondurma ve tüp bebek tedavisini şöyle açıkladı:
“Kanser teşhisi konulan hastanın tüp bebek tedavisine başlanması için 2 ila 6 haftalık bir zamanı var. O dönemde tüp bebek tedavisi sırasında uygulanan ilaçların, yumurtalıkların çalışması için yapılan günlük iğnelerin kanser hastalığının ilerlemesine, tedaviye olumsuz etkiye neden olup olmayacağı ortaya çıkarılıyor. Amaç, tüp bebek için yapılacak tedavinin daha sonra kanser için uygulanacak tedaviye olumsuz etki bırakmaması. Kadın hasta, adet dönemindeyken yumurtlama uyarısı tedavisi yapılıyor. Daha sonra kadından yumurta, erkekten de sperm alınarak laboratuvar ortamında embriyo elde ediliyor ve embriyo dondurma işlemi gerçekleştiriliyor. Embriyo bir kere dondurulduktan sonra ne kadar süre saklandığının önemi yok. Yıllarca da bekletilebilir. Kanser tedavisi bittikten sonra embriyo transferi için rahim içi hazır hale getiriliyor ve dondurulmuş embriyo çözülerek rahme yerleştiriliyor.”
Kanseri yendi, şimdi ikizleri var
Doç. Dr. Ümit Göktolga'nın anlattığı yöntemle çocuk hasretini gideren bir çiftin öyküsü şöyle:
Nergis Karapınar (35) yedi aylık evliyken lenf bezi kanseri olduğunu öğrendi. Kanser tedavisine başlamadan bir gece önce embriyo dondurma işlemiyle üreme sağlığı koruma altına aldı. Aradan tam dört yıl geçti, Karapınar kanseri yendi, tüp bebek tedavisine kaldığı yerden devam etti. 26 gün önce Lina ve Liya isimlerindeki ikiz bebeklerini dünyaya getirdi.
Ona tedavi sürecinde destek olan eşi Recep Mustafa Karapınar (35), “Eşinin kanser hastası olduğunu öğrenip hiç çocuk sahibi olmayacağını düşünerek boşanan çiftler var. ÜRSAK sayesinde bu boşanmaların ortadan kalkacağını düşünüyorum” dedi.
Yumurta dondurma işlemi için yasal evlilik şartı
Sağlık Bakanlığı’nın 2010 yılında çıkardığı Üremeye Yardımcı Tedaviler Yönetmeliği çerçevesinde tedavi uygulandığını, buna göre embriyo dondurma işleminin sadece yasal evli çiftlere uygulanabildiğini söyleyen Doç. Dr. Göktolga Pudra.com'a özel açıklamasında, “Çocukluk çağı kanserlerinde ileriki dönemde çocuk sahibi olunabilmesi için sperm ya da yumurta dondurulabiliyor. Ancak hastalık hali dışında, evlenmeyi düşünmediği ya da geç evlilik düşündüğü için bekar kadınların yumurtaları ya da yumurtalık dokuları yönetmelik gereği dondurulamıyor” şeklinde konuştu.