DERS 4: DOĞRU BESLENİN
Besinlerin içindeki doğal kanser savaşçılarına bitkisel kimyasallar ‘fitokimyasallar’ diyoruz. İyi biliyoruz ki doğada doğal koşullarda yetişen sebze ve meyveler karşılaştıkları saldırılar karşısında ne savaşabilir ne de kaçabilirler! Hayatta kalabilmek için kendilerini bakterilere böceklere ve kötü hava koşullarına karşı koruyabilmek için güçlü moleküllerle donatırlar. Bu moleküller mikroplara, mantarlara, böceklere ve diğer biyolojik zararlılara karşı koyma özelliklerine sahip doğal kimyasal bileşenlerdir. Bitkilerin hücrelerini güneş ışınlarından mantar bakteri ve böcek saldırılarından kanserojen etkenlerden koruyan bu antioksidan maddeler insan vücuduna girdiğinde de aynı işlevi görürler. Mesela çayda bulunan epigalokateşin galat (EGCC) böyle bir moleküldür. EGCC kanserli hücrelerin yeni kan damarları oluşturarak yayılmasını önleyen en güçlü doğal gıdasal moleküllerden biridir. Günde iki-üç fincan yeşil çay içmeniz şu veya bu nedenle oluşabilecek tümöral bir süreci baskılamaya yardımcı olabilir. Bir başka örnek daha verelim: Çilekte ahududunda narda bulunan ellajik asit hücreleri toksinden arındırma ve kanserojenlerin etkisini azaltmada son derece yararlı bir moleküldür. Kirazdaki glukarik asit üzümde yaban mersini ve bitter çikolatada bol miktarda bulunan antosiyanidinler de benzer etkilere sahiptir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. (*)
(*) David Servan Scheiber/Anticancer/Varlık Yayınları