İstanbul’da düzenlenen Avrupa Cerrahi Kongresi’nde konuşan Prof. Dr. Özmen, Türkiye’de meme kanserinin görülme sıklığının ve ölüm oranının son 20 yılda iki katına çıktığına dikkat çekti. Meme kanserinde tarama yaşının 40’a inmesi için Sağlık Bakanlığı’nın çalışma yürüttüğünü belirterek, böylece erken tanı ile tedavide başarı şansının artacağını kaydetti.
En hızlı artan sağlık sorunu
1993 yılında 100 binde 24 bin olan meme kanseri sıklık oranının bugün 100 binde 50 bine çıktığına dikkat çeken ve kanserin son 10 yılda en hızlı artan sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özmen, İstanbul Bahçeşehir’de 6 bin 500 kadın üzerinde, 4 yıl süren bir araştırma yapıldığını, kadınların yüzde 60’ını oluşturan 40-49 yaş grubunun yarısında meme kanseri tespit edildiğini anlattı.
Meme kanserine yol açan risk faktörleri
Meme kanserindeki artışı yaşam tarzının değişmesine, obezite, geç evlilik ve geç doğum yapma, emzirme süresinin azalması gibi nedenlere bağlayan Prof. Dr. Özmen, 30 yaşından sonra doğum yapan kadınların 20 yaşında doğum yapanlara göre 3 kat daha fazla meme kanseri riski taşıdığını anlattı. Özmen, erken adet görme, geç menopoz ve kürtajın kanser riskini artırdığını kaydetti.
Tarama yaşı kaç olmalı?
Türkiye’de halen 50-69 yaş olan meme kanseri tarama yaşının 40-69 yaşına çekilmesi için Sağlık Bakanlığı'nın çalışma başlatmasının önemine değinen Prof. Dr. Özmen, erken teşhis ve tedavi ile meme kanserinin tamamen tedavi edilebildiğini ve memenin korunabildiğini vurguladı.
Kadınlarda meme kaybı korkusu
Meme kanserinin, ev kadınlarında çalışan kadınlara oranla daha geç teşhis edildiğini belirten Prof. Dr. Özmen, memenin alınması korkusunun da kadınlarda erken teşhisi engellediğini kaydetti. Özmen, bu konuda kadınların eğitiminin yanı sıra sağlık çalışanlarının eğitiminin de önemli olduğunu vurguladı.
Meme kanseri fark edilmesiyle tedaviye başlama arasında geçen süreye dikkat çeken Özmen, şu bilgileri verdi: “Doğu ve Orta Avrupa’dan 11 ülke ile birlikte yaptığımız bir uluslararası çalışmamızda, ülkemizde meme kanseri belirtisini fark eden bir kadının tedaviye başlaması için geçen ortalama sürenin, ülkemizde 13.8 hafta (3 ay) olduğu saptandı. Bu süre, Polonya’da 11 hafta, İngiltere’de 8, Danimarka’da 9 hafta olup, Meksika ve Hindistan’da daha uzundur. Bu sürenin uzamasında etkili olan sisteme ve tedaviye güvensizlik, eğitimsizlik, organ kaybı korkusu gibi faktörler ortadan kaldırılmalıdır.”