Tüp mide ameliyatında hastaların midesinin yüzde 80-85'lik kısmı çıkarılıyor. Buna göre hastalarda ameliyat sonrası yaklaşık 100-150ml'lik bir mide hacmi kalıyor. Bu sayede hastalar daha az yemek yiyor. Bir diğer yandan midenin çıkarılması ile ghrelin adı verilen hormonun salınımında da azalma sağlanıyor. Açlık hormonunun daha az salınması sayesinde daha az beslenen hastalarda daha az açlık hissi oluyor ve kişi daha çabuk doyabilmeye başlıyor. Hastanın eskiye oranla daha az açlık hissi ile baş etmesi, zayıflama sürecine de olumlu etki ediyor.
UZMANTV'nin uzmanları arasında yer alan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil Coşkun'dan aldığımız bilgilere göre tüp mide ameliyatında iki tür teknik var: Laparoskopik veya robotik cerrahi. Bu ameliyat türlerinde hastanın hastanede yatış süresi 2-3 günü aşmıyor. Hastalar ameliyat sonunda 5-6 gün içerisinde günlük hayatlarına dönebiliyor.
Tüp mide ameliyat sonrasında kilo kaybı oranı, doğru bir beriatrik beslenme programı ile 1 yılın sonunda yüzde 70-75'leri bulabiliyor. Prof. Dr. Halil Coşkun'un açıklamalarına göre bu sonuç hem cerrah hem de hasta için son derece yüz güldürücü.
Vücut kitle indeksi 35'in üzerinde olan hastalar için uygun bir tedavi olan tüp mide ameliyatı, ağırlıkla 18-65 yaş arasında uygulansa da söz konusu olan diyabet cerrahisi ise, deneyimli merkez ve cerrahların olması koşulu ile 18 yaşın altında veya 65 yaşın üzerinde de tüp mide ameliyatı yapılabiliyor. Ancak burada, Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Halil Coşkun'un altını çizdiği konu merkezin ve cerrahın bu konuda çok deneyimli olması gerektiği.
Konu hakkında daha fazla detaylı bilgi için Prof. Dr. Halil Coşkun'un Obezite Cerrahisi ile Kilo Verme konulu videolarını izleyebilirsiniz.
