Geçen yüzyılın en fazla teşhis alan hastalığı: "Dikkat edin, harika biridir!"
Ekim ayı, 2004 yılından bugüne kadar her yıl Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluluğu (DEHB) konusunda farkındalık yaratmak için çalışmaların yapıldığı bir ay. Ben de DEHB farkındalık ayında DEHB'nin biraz da iyi taraflarını göstermek istiyorum. Olumsuz tarafları yok mu, evet elbette var ancak odaklandığımız şey olumsuz taraf olursa ne yapacağımız konusunda çözümlere odaklanmak yerine engellere odaklanırız. Bir de bu açıdan bakalım hadi DEHB'ye...
İnsanlar neden DEHB’li oluyor?
Bu konuda maalesef pek çok yanlış inanış var. Örneğin anne-babanın disiplin eksikliğinin, huzursuz bir aile ortamının, fazla şeker tüketiminin ya da çok fazla ekran başında kalmanın Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'na yol açtığını düşünenler var, ki bu saydıklarımın hiçbirinin kesinliğini destekleyen bilimsel sonuçlar yok. Elbette DEHB’nin sebepleri arasında bazı çevresel faktörler sayılabilir.
Yapılan araştırmalarda daha anne karnındayken annenin aldığı ilaçların, alkolün ya da sigaranın da etkisi olabileceği görülmüş. Kurşuna maruz kalma ya da besin intoleransı gibi etkenlerin de DEHB’ye yol açabileceği söylenebilir. Ancak DEHB’nin tam ve kesin nedenlerini belirtmek mümkün değil. Yine de –henüz üzerinde tartışmalar devam etse de- araştırmalar DEHB’nin büyük çoğunlukla genetik bir durum olduğunu gösteriyor. Yani “Babası da böyleydi. Ödevlerini okulda unuturdu. Kafası çok dağınıktı. Kıpır kıpırdı” gibi cümleler, aslında tam olarak gerçeği yansıtıyor!
Birçok anne-baba, çocuğunu Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri sebebiyle doktora götürdüğünde, yapılan değerlendirmedeki durumların kendisi için de geçerli olduğunu hayretle görüyorlar. DEHB koçluğu yaptığım gençlerde ve ailelerinde de bu duruma rastlıyorum. DEHB’nin özelliklerini anlattıkça, anne-babalar şaşkınlıkla aynı şeyleri kendilerinin de yaşadığını itiraf ediyorlar. Çünkü istatistiklere göre DEHB’li çocukların ailesinde, anne, baba ya da kardeşlerde de DEHB görülme sıklığı % 30 oranında. İkiz çocukları olan ailelerde yapılan bir araştırma ise DEHB özelliklerinin %75-80 oranında genetik özelliklerden kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Standardın dışındaki her şey bizi korkutur. Herkesin sevdiğinden farklı tarzda müzik sevmek, herkesin düşündüğünün aksini düşünmek, herkesin gittiği yolun dışında bir yol seçmek, herkesin giydiklerinden farklı tarzda giyinmek hem cesaret ister hem de kocaman bir özgüven! Halbuki bizi büyüten ve geliştiren, ufkumuzu açan tam olarak da bu farklılıklar, standart dışılar, “normal” olmayanlar değil midir? Varsın halen bir kısım insan “normal” olarak adlandırdığından farklı olana burun kıvıra dursun, siz tüm bu farklılıkları bir hediye olarak görün. Çünkü öyle. Standardın dışında giyinenler olmasa, halen yaprakla ya da hayvan postlarıyla dolaşıyor olabilirdik, öyle değil mi? Galileo herkesten farklı olarak, ölmek pahasına dünya yuvarlaktır demese, halen düz bir tepsi üzerinde yaşadığımızı düşünebilirdik. Bu DEHB için de böyle! Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite “Bozukluğu” var deyince şöyle bir irkiliyor anne-babalar. Çocuklar ve gençlerde ise hemen “ben kusurluyum” algısı başlıyor. Bu yüzden bu “bozukluk” lafını hiç sevmiyorum. Bu “bozukluk” değil çünkü. Sadece bir “farklılık”. Ve her “farklılık” gibi bulunduğu kişiye birçok zenginlik katan bir farklılık. Gelin DEHB’nin bundan sonra aramızdaki açılımı “Dikkat Edin, Harika Biridir” olsun!
Peki DEHB’liler nasıl oluyor?
DEHB’liler,
- Yaratıcıdırlar
- Tam bir fikir üretme makinesi gibi oldukları için iyi girişimcidirler
- Eğlencelidirler
- Kendilerine özgüdürler
- şevkle çalışırlar tabi ki severlerse
- Aklınıza koyduğunu yapar, ısrarcıdır
- Her türlü problemde çözüme kolayca ulaşır,
- İlgisini çeken konuda aşırı derecede odaklanabilir,
- Yorulmak bilmezler.
Kısaca özetlersek hayatı sizinle yaşayanlar için bir karnavaldır; hatta DEHB’siz hayat çok sıkıcı olurdu. "DEHB'li biri ile vakit geçirmek", daha önce DEHB'li ile tanışmamış biri için “ölmeden önce yapılacaklar listesi”nde yer alması gereken bir maddedir.
DEHB nin sadece çocuklara özgü bir farklılık olduğunu sanmayın sakın. DEHB; zamanla geçen, düzelen bir farklılık değil hayatınız boyunca sizinle dolayısıyla yetişkin olduğunuzda da sizinle olacak bir farklılıktır. Pek çok yetişkin, hatta araştırmalar gösteriyor ki, Yetişkin DEHB’lilerin yarısından daha azının DEHB’li olduğunun farkında olduğunu, diğerlerinin sadece “dağınık” olduklarını düşünerek durumu kabullendiklerini, bu şekilde yaşayıp gidiyorlar.
Aşağıda paylaşacaklarım tüm DEHB’liler için geçerli olmayabilir. Ya da DEHB’li değilseniz bu özelliklere sahip olamayabilirsiniz de demiyorum. Sadece yapılan araştırmalar (*) DEHB’li bir kişinin DEHB’li olmayan bir kişiden daha çok bu özelliklere sahip olabileceğini gösteriyor. Bunları paylaşmaktaki amacım ise artık DEHB’nin olumlu yönlerini ön plana çıkarabilmek, DEHB’nin bir engel değil, yepyeni kapılar açan muhteşem bir “farklılık” olduğunu vurgulayabilmek...
1. Hem iç güdüleri kuvvetli, hem de duyarlıdırlar
DEHB’lilerin kendilerine has bir sezgisel üstünlüğü oluyor. Hem karşılarındakinin hislerini daha kolay anlayıp, empati kurabiliyorlar, hem de olayları farklı bir açıdan değerlendirip, farklı bakış açıları sunabiliyorlar. Yani DEHB’li bir arkadaşınız varsa sırtınız yere gelmez diyebiliriz. Hem tek bir bakışınızdan ruh hâlinizi anlayabilir, hem de sıkıntılı zamanlarınızda size olayların göremediğiniz yönlerini göstererek, çözüm sunabilir. Varsın buluşma saatine geç kalsın. Sizden, yani sevdiği birinden, aldığı destekle onun da üstesinden gelmesi an meselesi.
2. Yaratıcıdırlar
Bu belki de duyarlı olmanın getirdiği bir özellik. İnsan kendini başkalarının yerine koyduğunda, olayları farklı bir perspektiften değerlendirdiğinde ister istemez farklı şeyler de ortaya koyuyor. Ya da belki oradan oraya atlayan bir beyninin getirdiği bir özellik. Bir çok yazarın, ressamın, film yönetmeninin, tasarımcının DEHB’li olması bir rastlantı olamaz. Bazıları yaratıcı yönü kuvvetli sanatçılara“azıcık çatlak”tır diyor ya aslında düpedüz DEHB’li olmayı kastediyorlar!
3. Şevkle çalışıp, akıllarına koyduklarını yaparlar
Yaygın kanı, bir DEHB’linin odağını çabuk kaybettiği, başladığı işleri yarım bıraktığıdır, değil mi? Aslında bu ilgisini çekmeyen şeyler için geçerli. Onu bir de ilgi alanına giren bir işi yaparken izleyin! Aklına koyduğu sona ulaşana kadar yorulmadan, yılmadan devam eder.
4. Her türlü problemde çözüme kolayca ulaşırlar
Yapbozlar, sudokular, zeka oyunları… Bunlar DEHB’liler için birer eğlencedir. Takıntı derecesinde, çözüme ulaşana kadar bir problem üzerinde çalışabilirler.
5. Aşırı derecede odaklanabilirler
Bu bazen yaşamdan kopuk olmak gibi algılanabilir. Ancak bu özel yetenek hedeflerine, hayallerine ulaşmada DEHB’li bireyin yararına kullanılabilecek, çok faydalı bir özelliktir. Kim hedefe kilitlenip, yılmadan, yorulmadan o hedefe doğru yol almanın kötü bir şey olduğunu söyleyebilir ki...
6. Yorulmak bilmezler
Ne olmuş, yerinde duramıyorsa? Şöyle kahvesini, çayını alıp oturmak yerine, kitabı bile dolaşarak okuyorsa? Siz de bu bitmek tükenmek bilmeyen enerjiyi doğru yerde ve doğru zamanda kullanın. Sınırsız bir enerji kaynağı bulmuşsunuz, daha ne istersiniz ki...
7. Mizah yönleri kuvvetlidir
Gülmeyi, güldürmeyi, yaşamdan keyif almayı severler. Whoopi Goldberg ve çok yakın zamanda kaybettiğimiz Robin Williams’ın DEHB’li olduğuna dair söylentiler var.
8. Esnektirler
Belki de aşırı odaklanabilmelerin bir sonucu olarak, önüne çıkan hiçbir engele takılmadan, yeni koşullara hızlıca uyum sağlayıp, ilerlemeye devam edebilirler. Bir DEHB’li için her yeni problem aslında yepyeni bir sonuca giden olasılıklardan biridir sadece. Yeter ki önlerine sürekli olarak olumsuzluklar koyulup, kendi içlerine kapanmalarına, olumsuz benlik algısı geliştirmelerine neden olunmasın.
9. Tam bir fikir üretme makinası gibidirler
DEHB’lileri detaylarla uğraştırmayın. Onlar ışık hızında fikir üretir, görülmeyeni görür, düşünülmeyeni düşünebilirler. Bunca bilim adamının, sanatçının DEHB’li olması sizce rastlantı mı?
10. Kendilerine özgüdürler
DEHB’liler eskilerin nev-i şahsına münhasır dedikleri, özgün kişilerdir. Ve bir DEHB’liyi, ancak onunla aynı gezegenden olan bir başka DEHB’li tam olarak anlayabilir. Bu yüzden DEHB’lilerin, yaşama küsüp izole olmak yerine bir araya gelmesi, paylaşımda bulunmaları çok önemlidir. Tabi bunu olumsuz olarak algılamamak gerek. Kendilerine özgüdürler. Yani farklıdırlar. Anormal değil!
Siz de farkı, fark edin ve kucaklayın! Farklı olmak bir avantajdır.
Elgiz Henden
DEHB ve Öğrenci Koçu | İz Koçluk
(*) http://www.add.org/?ADHDandCreativity
KAYNAKÇA
- http://adhdmanagement.com/10-benefits-of-having-adhd/
- http://www.sharecare.com/health/add-adhd/health-guide/managing-adult-adhd/using-the-benefits-of-adhd-to-your-advantage#slide-7
- http://www.addadult.com/add-education-center/famous-people-with-adhd/
İz Koçluk İletişim | T: +90(212) 257 04 05 GSM: +90(543) 224 57 25 | Adres: Adnan Saygun Caddesi, Vişne Çıkmazı Sokak, Gündeş Sitesi Pelin Apt. B Blok, No:7 Daire:7 Kat:3, Ulus/ Beşiktaş /İstanbul | E-posta: iz@izkocluk.com | Web sitesi: www.izkocluk.com