Hürriyet 14.09.2011

Ünlü kanser doktoru Süalp Tansan'dan çarpıcı açıklamalar-2

Türkiye’nin en iyi onkologlarından Dr. Süalp Tansan'ın kanserle ilgili yaptığı açıklamaları yayınlamaya devam ediyoruz. Kanser tedavileri ve tıptaki son yenilikler bu yazıda.

Ayşe Arman’ın Türkiye’nin en iyi onkologlarından Dr. Sualp Tansan yaptığı röportaj 13 ve 14 Eylül 2011’de Hürriyet Gazetesi’nde yayınlandı. Röportajı merakla okuduk. Kanserle ilgili önemli bilgilerin yer aldığı röportajdan satır başlarını Pudra.com okurlarıyla paylaşmak istedik.

Ünlü kanser doktoru Süalp Tansan'dan çarpıcı açıklamalar-2

Bu işi köküne kadar bilen biri olarak, kansere yakalanmamak için ne yapıyorsunuz?
- Sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya çalışıyorum. En önemlisi de, erken teşhis için taramalarımı zamanında yaptırıyorum.

Senede bir kere mi yaptırmak gerekiyor?
- Yaşa göre değişiyor. Erkekseniz, 50 yaşından itibaren, prostat kanseri taraması yaptırmanız gerekiyor. Sigara içiyorsanız, mutlaka, düşük radyasyonlu akciğer tomografisi çektirmeniz gerekiyor. Bıraktıktan sonra da, beş sene devam edeceksiniz. Tomografiyle yakalanan akciğer kanserlerinin yüzde 85’i iyileşiyor. Ama kendisi ortaya çıkarsa, ne yazık ki oran sadece yüzde 15. Onun dışında kolonoskopi yaptırıyorum. İnsanların en dikkat etmesi gereken kanser türlerinden biri kolon kanseri. Erkeklerde de, kadınlarda da kolon konseri en yaygın üçüncü tür.

Mehmet Öz yaptırdı ve hayatı kurtuldu.
- Aynen. Yaptırdığı için kanserli kolon polipi teşhis edilebildi. Yaptırmasaydı, bir iki sene sonra işler sarpa sarabilirdi. Kolon kanseri, erken teşhisi en kolay kanser türlerinden biri. Hele polip safhasında yakalarsanız, tedavisi gayet kolay.

Büyük üzüntüler, büyük stresler, kansere davetiye çıkarır mı?
- Tek başına kansere yol açtıklarını düşünmüyorum. Vücudumuzda, her gün, binlerce hücre kanserleşiyor. Vücudun bağışıklık sistemi, bu anormal davranan hücreleri tespit ediyor ve onları yok ediyor. Kanserli hücre, kontrolden çıkmış, kendi başına hareket eden hücre demek. Onları tanıyor bağışıklık sistemi. Ha ama şu var, çok büyük stres altında, bağışıklık sistemi görevini yeterince yapamıyor ve stres altındaki insanlarda kanser hücrelerinin oluşma olasılığı yükseliyor.

Kanserden ‘yırtmış’ birine, “Sen artık hayatı değiştir. O stres ortamına asla dönme” denilebilir mi? Ya da o insanın işine duyduğu tutku, tam tersine kanser tedavisinde işine yarar mı?

- Bence yarar. Ben insanlara mümkün olduğu kadar, sevdiği şeyleri yapmalarını öneriyorum. Devam etsinler işlerine. Hele işiyle, kişiliğiyle, beyniyle yaşayan insanlar için tersi durum kesinlikle olumsuz etki yaratıyor.

Hangi kanser türleri daha ağır, daha vahim?
- Evresine göre değişiyor. En basit kanser bile bir yere sıçrayıp atladıysa, kategori olarak iyileşemez hale gelebiliyor. Öte yanda en kötü huylu tümör, erken aşamada yakalanabilirse iyileşebiliyor.

Bu işin şahikası, pankreas kanseri mi?
- En önemli, en zor kanserlerden biri. Erken teşhisi de en zor kanserlerin başında geliyor. Pankreas kanseri, bir nevi trafik kazası gibi.

Birden bire kamyon gibi çarptığı için mi?
- Aynen öyle.

Kanser, zararını göstere göstere mi verir? Sinsi sinsi mi?
- Tipine ve insana göre değişiyor. Bazılarında, meme kanseri çıkıyor, hooop bir ay içinde kıyamet kopuyor. Bazıları ise, seneler içinde, yavaş yavaş büyüyebiliyor. Hastalığın bulunduğu yere göre de değişiyor. Kalın bağırsağın sağ bölgesinde çıkanlar daha sinsi, belirti vermiyorlar. Sol tarafında çıkanlar ise, kanamayla gösteriyorlar kendini. Yani daha erken belirti veriyor. Aynı şekilde pankreas kanserlerinde; kanser, pankreasın başındaysa, hemen sarılığa yol açıyor, nispeten erken teşhis için bir şans bu. Kuyruktaysa, uzun süre belirti vermiyor, sağa sola atlayabiliyor, daha problemli olabiliyor

Siz kanser hücrelerini düşmanınız olarak mı görüyorsunuz?
- Yok yok, onlar vücudumuzun bir parçası. Kontrolden çıkmışlar o ayrı. Ama, Yaradan’ın yaptığı bir şey bu. Kusursuz biyolojik yaratıklarız biz, tek kusurumuz kanser. Bu bir sinyal hatası, yapım hatası.

Kanserde, izin verilebilecek genellemeler nelerdir? Sigara yüzde 100 zararlıdır mesela...
- Evet. Girdiği yerden çıktığı yere kadar zarar veriyor. Ağız boşluğundan başlıyor, gırtlak, akciğerler, pankreas, böbrek, mesane. Bütün bu kanserlerin riskini de artırıyor. Hakikaten 20. yüzyılın bir kabusu sigara. Ama tüketiminin azalacağını düşünüyorum. Bu yeni politikalar sayesinde durum eskisinden çok daha iyi. İçicilerin sayısı azaldı.

Hiç içmemişler neden kansere yakalanıyor?
- İnsansanız, kanser olma riskiniz var. Sigara içmiyorsanız olmazsınız diye bir şey yok.

Sigara toptan kalkarsa, hayatımızda kanser de biter mi?
- Akciğer kanserinin yarıdan fazlası azalır.

Sigaradan sonra, ikinci en zararlı şey ne?
- Stresin katkı payı var. Ama kanserin oluşumunda değil, işi hızlandırmada etkili. Fazla kilonun ve şekerin de var. Ama bunların hiçbiri kesin değil. Aslında kanseri oluşturan nedenleri tam bilmiyoruz. Öğrenmeye çalışıyoruz. İnsan DNA’sını keşfettikçe, genleri öğrendikçe, neden kanser olduğumuzu daha iyi anlayacağız.

MEME KANSERİ İNSANI ÖLDÜRMEYEN BİR HASTALIK OLMA YOLUNDA
Sizi şaşırtan vakalar var mı?
- Oluyor tabii. Son zamanlarda, beş seneden fazla yaşamayı başaran, son evre akciğer kanseri hastalarımızın sayısı çok artmaya başladı. Yayılmış meme kanserlerinde de, 10 seneyi geçenler var. Ve çok iyi bir yaşam kaliteleri var.

10 sene boyunca tedavi devam mı?
- Aralıklı olarak devam. Bazen altı ay tedavi oluyorlar, sonra bir sene olmuyorlar. Meme kanseri, artık kronik bir hastalık olma yoluna giriyor. İnsanı öldürmeyen ama beraber yaşayacağımız bir hastalık.

Süründürecek...
- Yok, süründürmesi de gerekmiyor. Bizim kanser doktoru olarak en önemli görevimiz, aslında hastanın yaşam kalitesini düzeltmek. Kanserin yol açtığı sıkıntıları ve şikayetleri ortadan kaldırmak. Bunun için, en etkili yöntemimiz kemoterapi. Bazen onun dışında şeyler de kullanmamız gerekiyor. Hastanın ömrü de, uzuyorsa ne güzel. Ama illa, ömrünü uzatacağız diye hastayı perişan etmenin de bir alemi yok. Bunu yapmıyoruz. Yeri gelmişken söyleyeyim, Türkiye’de, kültürümüzde ölümle ilgili çok ciddi bir sorun var.

Kanser bir kere geldi mi, geri gelir mi?
- Yayılmış bir kanserse ve ilk teşhis edildiğinde, kan yoluyla ait olmayan organlara gitmişse, genel prensip olarak geri gelme ihtimali çok yüksek.

TIPTA SON GELİŞMELER
Kanseri erken teşhis edip, erken yakalayabilmek için ne yapmak lazım?
- Yaşa ve cinsiyete göre değişen kanser taramaları var. Genellikle kadınlarda, 35 yaşından itibaren mamografiyle başlayan bir tarama süreci. Hatta ondan önce “smear testi”yle. Erkeklerde de özellikle de sigara içiyorlarsa, 40 yaşında tomografilerle başlaması gereken 50 yaşında kolonoskopiyle devam etmesi gereken bir süreç. Ama birçok kanserin mesela pankreas kanserinin erken teşhisi çok zor. Tarama yöntemi çok güvenilir değil. Onun için pankreas kanserine trafik kazası diyorum, başınıza geliyorsa geliyor.

Kanser aşısı ne âlemde?
- Problemler var. Bilim dünyası o problemleri çözmeye çalışıyor. Mesela prostat kanseri için şimdi bir aşı uygulaması var ama başarı şansı yüksek değil. Ama eninde sonunda bu adımlar bizi daha iyi yerlere götürecek. Kanserin kesin çözümü için, bizim insan bünyesini kansere karşı harekete geçirmemiz gerekiyor.

Nasıl yani?
- Bazı insanlarda ve bazı kanserlerde, kanserli hücre kendini saklıyor, bağışıklık hücresi oradan geçiyor ama onu tanıyamıyor. Çünkü o hücre, kanser olduğunu gizlemiş, örtmüş üstünü. İşte bizim belki de kanserli hücreyle ilgilenmekten vazgeçip, onu görmeyen sağlıklı hücreyi, kanserli hücreyi görür hale getirmemiz gerekiyor. Üç ay önce, bunu bir kan kanseri cinsinde Philadelphia’da uyguladılar ve yayımladılar. Terminal safhadaki bir hastada, hastanın kendi bağışıklık hücrelerini alıp, ortam dışında işlemden geçirip, Süpermen haline getirip içeri verdiler ve başarılı oldular. Bunun yanında, biyolojik ilaçlar var. Akciğer kanserinde, kolon kanserinde, böbrek tümörlerinde sadece bu tür biyolojik ilaçları kullanıyoruz. Hap olarak. Bunlar yeni hedefe yönelik güdümlü silahlar.

Son soru, meme kanserinde, zorunluluk halinde, meme, meme başıyla birlikte alınıyor değil mi?
- Artık o konuda da ilerlemeler var. Akmerika’da başlayan bir akım var, hızla Avrupa’ya ve ülkemize de yayılıyor, artık meme başını koruyabiliyorlar.

Dr. Süalp Tansan'ın kanserli hastaların beslenmeleri ve yiyeceklerin kanserle ilişkileri hakkında söyledikleri için tıklayın


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER