Kalbinizin atış hızı sağlığınızı ele veriyor
Hiç durmadan vücudumuza kan pompalayan kalbimizin sesi, sağlığımız ile ilgili çok önemli ipuçları veriyor. Kimi zaman hızlı atan kimi zaman ise yavaş atan kalbimizi yılda en az bir kez kontrol altına alarak, sağlığımıza sağlık katmak elimizde! Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, kalpte görülen ritim bozuklukları ve düzenli yapılacak kontroller hakkında şu bilgileri verdi:
Kalbin ileti sistemi, bir evin elektrik tesisatı gibidir. Bu sistem, elektriksel aktiviteyi oluşturan bir jeneratör (sinoatriyal nod) ve oluşan bu elektriksel aktiviteyi kalp kasına götüren yollardan oluşur. Jeneratörün veya ileti yollarının kendi hastalıkları, bazen de bunları etkileyebilecek sistemik hastalıklarda ritim bozuklukları görülebilir. Kalpte organik ritim bozuklukları ise çok geniş bir yelpazeye dağılır.
Önemsenmesi gereken ilk konu: Nabız düşüklüğü
Kalbin elektriksel aktiviteyi oluşturan sinoatriyal nodunda elektriksel aktivite oluşumu yaşla beraber olan dejenerasyona, damar tıkanıklıklarına bağlı beslenme bozukluğuna, bazı depo hastalıklarına, tiroid fonksiyon bozukluklarına veya pek çok sistemik hastalığa bağlı olarak azabilir. Bu durumda normalde 60-100 arasında olan impuls çıkarma hızı düşer. Hastanın nabzı 60/dk altındadır. Bu durum vücutta beslenme bozukluğuna sebep olur. Hasta baş dönmesi, halsizlik, minimal eforda dahi nefes darlığı veya bayılma gibi şikayetlerde bulunur.
Hastanın nabzının düşük olduğu, çekilen EKG’lerde veya ritim takibi amacıyla yapılan 24 saatlik ritim holter incelemesiyle tespit edilir. Bu durumda tedavi, kalbin elektriksel aktivitesini sağlayabilecek kalıcı kalp pili uygulamalarıdır. Kalp pilleri göğüs kasının altına yerleştirilen 3x5 cm ebatlarında cihazlardır.
Kalbinizin sorunlarını düzenli kontrollerle takip ettirin
Normalde kalbin jeneratörüne bağlı kalp kasına iletim sağlayan bir ana kablo mevcuttur. Bazı kişilerde doğumsal olarak ikinci bir kablo bulunabilir. Buna ‘aksesuar yolak’ denilir. Bu aksesuar yolağın aktiflendiği durumlarda kalp hızının 150-200/dk kadar çıkabilen, ani başlayıp ani biten, göğüste huzursuzluk hissi oluşturabilen çarpıntılar oluşur. Bu çarpıntıların ne zaman başlayacağını ne kadar süreceğini tahmin etmek pek mümkün değildir.
Çarpıntı süresi uzun olursa hasta acil servise müracaat ettiğinde çekilen EKG veya sık tekrarlıyorsa takılan 24 saatlik ritim holter tetkiki ile tanı konulabilir. Bu çarpıntılar kalp krizine veya kalp yetmezliğine sebep olan kötü ritim bozuklukları değildir. Ancak nabzın çok yükselmesi hastada ciddi bir huzursuzluk oluşturabilir. Bu bozuklukların tedavisi EFÇ (elektrofizyolojik çalışma) ve ablasyon denilen tedavilerdir. Bu tedaviler anjiografi laboratuvarlarında yapılan ve kasık toplar damarından girilerek uygulanan işlemlerdir. Aksesuar yolağın yerinin tespit edilip, radyofrekans (yakılarak) veya criyoablasyon (dondurularak) ile ortadan kaldırılması temeline dayanır.
Çarpıntının nedeni sadece kalp hastalığı olmayabilir
Çarpıntı, kalbin çalıştığını hissettiğimizde tarif ettiğimiz şikayettir. Normalde kalbimiz ömür boyu hiç aralık vermeden sürekli olarak çalışır, ancak biz onun çalıştığını göğsümüzde hissetmeyiz. Bu çarpıntılar bazen düzensiz teklemeler, bazen de nabzın 200/dk’ya yükselecek hıza ulaşması olabilir.
Çarpıntı tarifi olan hastalarda mutlaka sistemik bir rahatsızlığın olup olmadığı araştırılmalıdır. Kansızlık, tiroid hastalıkları, sıvı kayıpları, ateşli hastalıklar, anksiyete, panik hali, ağır egzersiz, kronik sistemik hastalıklar, kondisyonsuzluk gibi pek çok durumda nabız değerleri artar, kişi bunu çarpıntı gibi hissedebilir.
Aslında buradaki durum kalp hastalığından ziyade, kalbin mevcut hastalığı kompanse etmesi için hızını arttırmasıdır, yani olması gereken fizyolojik bir durumdur. Tedavi sebebe yönelik yapılmalıdır. Yani kansızlığın, enfeksiyonun ya da tiroid fonksiyonlarının tedavisi yapılmalı, kondisyonsuzluk varsa düzenli egzersize başlanmalıdır.
Ailenizin sağlık öyküsünü öğrenin ve takip edin
Kalpte yapısal bozukluğu olan hastalarda görülen ritim bozuklukları klinik olarak çok büyük önem taşır. Kalp krizi geçirmiş, bypass, stent gibi işlemler yapılmış, kalp büyümesi görülen hastalarda veya bazı doğumsal anomalilerde (hipertrofik kardiyomyopati, aritmijenik sağ ventrikül displazisi, ebstein anomalisi gibi) veya bazı ritim bozukluğuyla seyreden genetik geçişli hastalıklarda (brugada sendromu, uzun QT sendromu, kısa QT sendromu gibi) gelişen ritim bozuklukları (ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyon) kalpte ani durmaya yani bayılma veya ölüme sebep olabilir.
Kalp damar hastalığı bulunan tüm hastaların mutlaka rutin kardiyoloji kontrollerinin yapılması gerekir. Bu muayenelerde ekokardiyografik incelemelerinin gerek duyulduğu takdirde ritim holter incelemelerinin yapılması gerekir. Ailesinde sebepsiz erken ölüm öyküsü bulunan hastaların veya sporcuların mutlaka kardiyoloji muayenelerinin EKG ve ekokardiyografik değerlendirmelerinin yapılması gerekir.
Yapılan muayenelerde veya tetkiklerde ani ölüm riski görülen hastalara ICD (implentable cardiak defibrilator) dediğimiz şok cihazlarının takılması gerekir. Bu şok cihazları kalp pillerine benzer şekilde göğüs kasının altına yerleştirilen, pillere göre biraz daha büyük, yaklaşık 5x7 cm ebatlarında cihazlardır. Bu cihazlar kalbin ritmini sürekli olarak takip edip ölümcül bir ritim bozukluğu görüldüğü zaman şok vererek kalbi tekrar çalıştıran cihazlardır.
Düzenli kontrollerini ihmal gereken en önemli grup: Sporcular ve kalp hastaları
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, kalpte görülen ritim bozukluklarının felçle veya ölümle sonuçlanabilecek kadar önemli olabileceğini belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Bundan dolayı herkesin mutlaka yılda bir kez ayrıntılı kardiyoloji muayenesinin, EKG ve ekokardiyografik incelemelerinin yapılması önerilir. Risk grubundaki hastaların ise koroner arter hastalığı açısından değerlendirilmek üzere eforlu EKG, talyum testi, gerekirse koroner anjiografi gibi tetkiklerinin yapılması ise önem taşıyor.
Ailede erken ölüm olan kişilerin, sporcuların, kalp yetmezliği ile takip edilen hastaların veya baş dönmesi, halsizlik, bayılma gibi şikayeti olan hastaların kalp damar hastalığı veya ritim bozuklukları açısından EKG ve ritim holter takiplerini yaptırması ise ihmal edilmemelidir."
Atriyal fibrilasyon sorununu önemseyin (sürekli devam eden ritim bozukluğu)
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör'ün altını çizdiği bir diğer önemli konu ise tıpta atriyal fibrilasyon olarak geçen sürekli devam eden kalp ritim bozukluğu. Atriyal fibrilasyon (AF) olarak bilinen, en sık sürekli devam eden ritim bozukluğu ise ayrıca ele alınması gereken bir hastalıktır. Özellikle ileri yaşta, kapak hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği varlığında görülme sıklığı daha da artar. Kulakçıkların (atriyum) kasılamayıp sadece titreşim hareketi yaptığı ritim bozukluğudur. Bu özelliğinden dolayı atriyum içindeki kan, hareketsizliğe bağlı pıhtılaşabilir. Bu pıhtıların embolize olması felç ataklarına sebep olabilir. İleri yaşta görülen felçlerin en sık sebebi de AF’dir. AF’nin tespit edilmesi, mutlaka pıhtı önleyici tedavi kullanımını gerektirir. Pıhtı önleyici tedaviler pıhtı ve felçten korurken diğer taraftan kanama eğilimini arttırdıkları için kontrollü kullanımları gerekir.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Kalp sağlığını tehdit eden üç tehlike
Mısır şurubu, hazır yiyecekler suni tatlandırıcı deposu. Tuzun kalp sağlığını ciddi şekilde etkilediğini biliyor muydunuz? Bu yazıyı mutlaka okuyun!
Sağlıklı kalp için 10 beslenme önerisi
Yanlış beslenme alışkanlıkları, kalp ve damar hastalıklarının en önemli tetikleyicilerinden. Siz iyisi mi, "Bana bir şey olmaz" demeden önce Dr. Tamer Bakalım'ın önerilerine göz atın.
Kalp dostu egzersiz önerileri
Yrd. Doç. Dr. Serkan Duyuler, kalp sağlığımızın korunmasının temelinde düzenli egzersizin bulunduğunu söylüyor.